Ne denir ne yazılır böyle derin bir şiirin girişinde. Çok sevdiğim bir şair Ali Lidar, bilen bildiğini sorgulayan. Şiir uzun ve ağır, daha doğrusu geçip giden için anlamsız durup bakan için çok hüzünlü. Umarım çevremizdeki İsmail’lerin hayatlarına dokunma imkanımız olur, onları değerli hissettirme imkanı. Günün bonusu Ali Lidar’ın kendi sesinden dinleyebilirsiniz şiiri😁
Not: Bu şiir Ali Lidar’ın “olmamış kahraman emeklisi” kitabından lütfen alın, okuyun, okutun❗️
İSMAİL’İN KENDİ KENDİNE DELİRMİŞLİĞİNE DAİR HİKAYAT
İsmail her sabah ne yapacağını bilmemeye uyanır
insanlara nasıl dayanacağını ve değmeden aralarından
nasıl geçip gideceğini düşünerek uyanır
rutubetli odada, dar yatakta
Allah’a şükrederek doğrulur yatağından
“şükredecek neyin var lan?” der iç sesi
“tövbe de!” der iç sesine, kendi kendini susturur
iç ses nedir bilmez esasında İsmail
onu şeytan zanneder
öyle avunur
Okumaya devam et “İSMAİL’İN KENDİ KENDİNE DELİRMİŞLİĞİNE DAİR HİKAYAT”